- Latincede, zehir anlamına gelir.
- Virüsler hücresel olmayan, yaklaşık 15 ila 400 nm kadar büyüklüğündeki parçacıklardır.
- Nükleik asidi, RNA veya DNA’dan oluşabilir, çift veya tek zincirli, pozitif(+) veya negatif (-) polarlı olabilir.
- Nükleik asidi, protein kılıf olan kapsit ile çevrilidir. Kapsidin nükleit asit ile oluşturduğu yapıya Nükleokapsid denir.
- Kılıflı virüslerde nükleokapsid, glikoprotein ve
lipidten oluşan ek kılıfla(envelope) çevrilidir.
- Kendi proteinini sentezleyen aparatları yoktur.
- Virüsler zorunlu hücre içi parazitleridir. Konak hücreyi çoğalmak için kullanırlar, çünkü sadece canlı konak hücrede çoğalabilirler. Ardından üretilen virüsler hücreden dışarı çıkarak yeni konaklar ararlar.
- İnisiyasyon
- Virüsün konak hücreye tutunması (attachment, adsorbtion)
- Virüsün konak hücreye girmesi (penetration)
- Virüsün nükleik asidini konak hücreye salması (uncoating)
- Replikasyon
- Genom sentezi,
- RNA üretimi,
- Ribozom ve golgi aparatında protein sentezi gerçekleşir.
- Salma (release)
- Montaj (assembly)
- Olgunlaşma (maturation)
- Salma (Virüslerin tomurcuklanarak hücreden ayrılması)
İçindekiler
Virüs enfeksiyonlarının işleyişi
- Akut enfeksiyon; enfeksiyon etkenini etkisiz hale getirileceğinden, enfeksiyon bölgesi kısıtılıdır. Ör; Solum yolları virüsleri(Rhino, grip), polyo, Tick–borne encephalitis virüsü (TBEV)
- Kronik enfeksiyon; Konağın bağışıklık sisteminin virüsü uzaklaştıraraması durumudur.
- Persistan(daimi) enfeksiyonlar; Konakta devamlı virüs üretilir. Ör: HIV, HCV
- Latent enfeksiyon; Virüs üretimi durmuştur fakat tekrar devam edebilir. Ör: Herpes virüsü

Virüs Enfeksiyonu
- En sık karşılaşılan virüs enfeksiyonu belirtileri:
Virüslerin merkezi sinir sistemini etkileyişi
- Virüsler tarafından merkezi sinir sisteminin direk akut enfeksiyonu;
- Virüs enfeksiyonunun sonraki komplikasyonları
Teşhis
- Direk tespit; bir virüsün veya virüsün kısmının tespiti
- PCR aracılığıyla
- Immünfloresan testi; Sitomegalovirüsü için kullanılır.
- Virüs izolasyonu; Laboratuvar hayvanları, hücre kültürü ile sitopatik etki tespit edilir.
- Direk gözlemleme: Elektromikroskop yardımıyla görüntüleme sağlanır.(ör: Coronavirus, Rotavirus, Adenovirus v.s.)
- Antijen tespiti: ELISA
- Dolaylı tespit; konağın virüs için ürettiği özgül antikorların serolojik tespiti
- ELISA: IgM ve IgG‘yi tespit eder.
- Western-Blot: ELISA testinin sonucunu onaylamak, yalnış pozitif sonuçları engellemek için yapılır.
- kompleman fiksasyon testi: hem IgM hemde IgG‘yi tespit eder.
- Hemaglutinin engelleme testi: hem IgM hemde IgG‘yi tespit eder.
- Nötralizasyon tesi: hem IgM hemde IgG‘yi tespit eder.
- Immünfloresan testi: Ör: EBV enfeksiyonlarında IgM ve IgG araksındaki farkı tespit eder.
Virüslere karşı nasıl savaşırız?
- Doğuştan gelen bağışıklık sistemi etkenleri:
- Interferon- I hücreleri (alfa;beta ya da omega) virüs saldırısına karşı korur.
- Adaptiv immün sisteminden farklı olarak virüsler nötralize edilmezler. Vücut yalnızca kendini korumak derdindedir.
- İnfize olmuş hücreler NK (Natürliche Killerzellen) tarafından öldürülür.
2.Sonradan kazanılmış bağışıklık sistemi etkenleri:
- Burada B-Lenfositleri virüs hücrelerine saldırıya geçer.
- Antikörper oluşturulur.
- İnfekte olmuş hücreler NK’lar tarafından DEĞİL; T-Lenfositlerinin CD8 reseptörleri ile öldürülürler.
- ++ olarak hafıza hücreleri oluşur.
Virus-Evasion: Virüs Kaçışı:
Latincede evadere kelimesinden türeyen Evasion kaçmak, kaçış anlamına gelir. Virüslerin bağışıklık sistemimiz karşısındaki saldırı ya da hayatta kalma yöntemleridir. Bu kaçış (ya da savunma) şu şekillerde gelişebilir:
- Yüzey antijeninin mutasyon sonucu değişmesi. (Antigendrift)
- Girdiği hücrenin epitopunu kopyalarak hücreye aitmiş gibi görünmesi. (Antigenshift)
- Latenz mekanizması (Hücrelerin içinde kendilerini belli ettirmeden, çoğalmadan, durgun halleriyle kalmaları)
- Antijen üretimine engel olmaları
- İmmün hücrelerinin zarar görmesi ya da immün hassaslığının azalması.
- Antijen prezente eden hücrelerdeki antijenlere zarar vermeleri
- T-hücrelerinin sağladığı hücre parçalanmasını engellemeleri
- Sitokinlerle etkileşime girmeleri ya da onlarla yarışacak Virokin leri salgılamaları
- İmmün reaksiyonları sırasında çokça tepki verilmeyen bölgelere yerleşme (örn. Nöronlar, keratinozytler)
Epidemiyoloji
Geleneksel virüs sınıflandırması
Virüsler bazı epidemiyolojik faktörlere göre tanımlanır. Bunlar;
- Hayvan konakları (zoonoz, Ör: kuduz.)
- Çevresel ve iklimsel koşullar(Arbo virüsler; sivrisinekler, kene)
- Bulaşma yolu; Kan, intravenöz uyuşturucular (HIV, HCV, HBV) v.s.
- İnsandan-insana bulaşıcılık; direk temas
- Solum yolu virüsleri, cinsel yolla bulaşan virüsler gibi..
Baltimore sınıflandırması
Nobel ödüllü ve biyolog David Baltimore tarafından önerilen sınıflandırma, virüs genomunun tam olarak hangi formda olduğuna ve haberci RNA’nın (mRNA) ondan nasıl üretildiğine dayanmaktadır. Virüs genomu DNA veya RNA, tek zincirli (İngilizce: single-stranded, ss) veya çift zincirli (İngilizce double-stranded, ds) formunda olabilir. Tek bir iplik bir orijinal (sense: +) veya tamamlayıcı bir formda (antisens -) bulunabilir. Belirli koşullar altında, bir RNA genomu geçişli olarak DNA’ya (retrovirüsler) dönüştürülür veya tam tersi, bir DNA genomu kopyalama için geçişli olarak RNA’ya (pararetrovirüsler) dönüştürülür; Her iki durumda da RNA, bir ters transkriptaz (RT) kullanılarak DNA’ya geri yazılır.
Virosferin tamamı aşağıdaki yedi grup tarafından tanımlanır:
- I: dsDNA virüsleri (artı adenovirüsler, herpes virüsleri, dev virüsler, çiçek virüsleri)
- II: ssDNA virüsleri (+ zincir) DNA (artı parvovirüsler)
- III: dsRNA virüsleri (artı reovirüsler)
- IV: (+) ssRNA virüsleri (+ iplikçik) RNA (artı picornavirüsler, togavirüsler)
- V: (-) ssRNA virüsleri (- iplikçikli) RNA (artı ortomiksovirüsler, rabdovirüsler, coronaviridae)
- VI: ssRNA RT virüsleri (+ iplikçik) – Ara DNA aşamalı RNA (retrovirüsler)
- VII: dsDNA-RT virüsleri – Ara RNA aşamalı DNA (pararetrovirüsler, artı hepadnavirüsler)
- Modern virüs sınıflamaları ICTV ve Baltimore’un bir kombinasyonunu kullanır. Birçok farklı virüs tipi vardır. Bunlar kılıflı veya kılıfsız olmaları, genetik şifresini DNA’da veya RNA’da taşıması, bu nükleik asitlerin tek(ss) veya çift zincirleri (ds) olmalarına göre sınıflandırılır. (dsDNA, ssDNA, dsRNA, ssRNA).
- Deng humması,
- batı nil virüsü,
- Lassa ateşi
Tarih
- Louis Pasteur Kuduza neden olan patojenik canlıyı araştırıp bulamayınca, mikroskopla görülemeyecek bir canlı olabileceğini düşünmüştür.
- 1884’te bir başka Fransız mikrobiyolog Charles Chamberland, Chamberland filtresini (veya Pasteur-Chamberland filresi) icat etti.
- Bu filtre bakterilerin geçemeyeceği büyüklükte küçük deliklerden oluşuyordu.
- 1892 yılında Rus bir biyologolan Dmitri Ivanovsky ise hastalıklı tütün yaprağı özütünü bu filtreden geçirmesine rağmen hala patonjenik olduğunu fark etti. Bakterilerin üretmiş oldukları bir toksinin buna sebep olacağını düşünmüş olsa da, bu fikrinin peşinden koşmadı.
- 1898 yılında hollandalı bir biyolog olan Martinus Beijerinck, Ivanovsky’in deneyini tekrarladı ve yeni çözeltinin bit patojenik canlı içerdiğine emin oldu. Gerekçe olarak da, hücreler bölündüğü zaman ancak bu canlının çoğalabildiğini fark etmesiydi. Canlıyı gösteremediğinden dolayı, canlıyı contagium vivum fluidum (çözülebilir yaşayan mmikrop) diye adlandırdı. Bu ifadeyi kısaltarak virus diye tanıttı.
Virionlar leke ile kaplandığında (pozitif boyama), ince detaylar gizlenir. Negatif boyama, yalnızca arka planı boyayarak bu sorunun üstesinden gelir. Virion olarak bilinen eksiksiz bir virüs parçacığı, kapsid adı verilen koruyucu bir protein tabakasıyla çevrili nükleik asitten oluşur. Bunlar, kapsomer adı verilen protein alt birimlerinden oluşur. Virüsler, konakçı hücre zarından türetilen bir lipit “zarfına” sahip olabilir. Kapsid, viral genom tarafından kodlanan proteinlerden yapılır ve şekli morfolojik ayrım için temel oluşturur.
Virüsler, yaşamın tüm özelliklerine sahip olmadıkları için canlı organizmalar olarak kabul edilmezler. Hücre zarı yoktur, kendi kendilerine çoğalamazlar ve besinleri metabolize etme yetenekleri yoktur. Bununla birlikte, virüsler, konakçı hücrenin makinelerini kullanarak çoğalabilirler.
Virüsler, hafiften şiddetliye kadar çok çeşitli hastalıklara neden olabilir. Soğuk algınlığı gibi bazı virüsler nispeten zararsızdır. HIV ve Ebola gibi diğerleri ölümcül olabilir.
Viral enfeksiyonların çoğunun tedavisi yoktur. Ancak kızamık, kabakulak ve kızamıkçık (MMR) aşısı gibi bazı virüslere karşı koruma sağlayabilen aşılar vardır.
Virüsler insan sağlığı için büyük bir tehdittir. Bununla birlikte, kendinizi viral enfeksiyonlardan korumanın birkaç yolu vardır:
aşı olmak
İyi hijyen uygulamak
Hasta olan kişilerle temastan kaçınmak
Ellerinizi sık sık yıkamak
Hapşırırken veya öksürürken ağzınızı ve burnunuzu kapatmak
Bu adımları atarak kendinizi viral enfeksiyonlardan korumaya yardımcı olabilirsiniz.
1931 yılında Alman mühendisler Ernst Ruska ve Max Knoll tarafından virüsler ilk defa görüntülenmiştir


Amerikan biyolog Wendell Stanley ise tütün yaprağı özütü virüsün bir sıvı değil, çoğunlukla proteinden oluştuğunu kanıtlamıştır.