Tahmini okuma süresi: 2 dakika

Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde yer alan kırsal bir tarım kasabası olan Masi-Manimba’da, 27 yaşındaki bir hasta, uyku hastalığı olarak da bilinen İnsan Afrika Tripanozomiyazisinin (HAT) şiddetli semptomlarını göstererek yerel hastaneye başvurdu. Çeçe sineğinin ısırmasıyla bulaşan bu ölümcül parazit hastalığı, 14. yüzyıldan bu yana Sahra altı Afrika’ya eziyet etmektedir. Ancak Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 1998 yılında 37.000’in üzerinde olan vaka sayısının 2021 yılında sadece 747’ye düşerek önemli bir azalma kaydettiğini bildirmektedir.

Uyku hastalığının yaygınlığındaki bu kayda değer azalma, onlarca yıllık özverili çalışmaya, milyonlarca taramaya ve yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine bağlanabilir. Özellikle umut vaat eden bir ilaç olan acoziborole, hastalıkla mücadelede potansiyel bir oyun değiştirici olarak ortaya çıkmıştır. Sadece tek bir oral doz gerektiren acoziborole, mevcut tedavi seçeneklerine göre önemli bir gelişme sunuyor. İhmal Edilen Hastalıklar için İlaçlar girişimi (DNDi), Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Gine’de ilacın klinik denemelerine öncülük ediyor. İlk sonuçlar cesaret vericidir ve genişletilmiş bir denemenin yıl sonuna kadar sonuçlanması beklenmektedir.

DSÖ, 2030 yılına kadar uyku hastalığını ortadan kaldırmaya yönelik iddialı bir hedef belirlemiştir. Ancak bu hedefe ulaşmak, özellikle de hastalık ortadan kaldırılmanın son aşamalarına yaklaşırken, son derece zorlu bir görevdir. Trypanosoma brucei gambiense parazitinin neden olduğu uyku hastalığının en yaygın formu kolaylıkla ortadan kaldırılamamaktadır. Bu form, sıfır vakayı korumak için sürekli kontrol ve gözetim çabaları gerektirir. Bu hedefe ulaşmak için hastalığa olan ilginin sürdürülmesi, kontrol programlarının devam ettirilmesi, sağlık çalışanlarının hastalığı tespit edebilmelerinin sağlanması ve hastalığın hayvanlardaki varlığının ele alınması gibi çeşitli engellerin aşılması gerekmektedir.

Uyku hastalığıyla mücadelede karşılaşılan zorluklardan biri, hastalığın yaygınlığı azaldıkça hastalığa yönelik ilgi ve finansmanın sürdürülmesidir. Uluslararası toplum, bugüne kadar kaydedilen ilerlemenin kaybedilmemesini sağlamak için araştırma, geliştirme ve kontrol programlarına yatırım yapmaya devam etmelidir. Ayrıca, daha az yaygın hale gelse bile, sağlık çalışanları uyku hastalığını tanımak ve teşhis etmek için yeterli eğitim ve donanıma sahip olmalıdır.

Uyku hastalığının ortadan kaldırılmasını zorlaştıran bir diğer faktör de parazitler için rezervuar görevi görebilen hayvanlardaki varlığıdır. Hastalığın bu zoonotik boyutu, insan, hayvan ve çevre sağlığı çabalarının entegrasyonunu vurgulayan bir “Tek Sağlık” yaklaşımını gerekli kılmaktadır. Bu yaklaşım, insan ve hayvan sağlığı uzmanlarının yanı sıra ekoloji ve çevre örgütlerinin de hastalığın kontrolüne yönelik kapsamlı stratejiler geliştirmek üzere yakın işbirliği yapmasını gerektirmektedir.

Masi-Manimba ve diğer etkilenen bölgelerdeki hastaların hikayeleri, azim ve kararlılık konusunda değerli dersler sunmaktadır. Uzmanlar, uyku hastalığının ortadan kaldırılması için mevcut ivmeden yararlanılması gerektiğini savunuyor. Yirmi yıldan kısa bir süre içinde yeni ilaçların ve tedavi yaklaşımlarının geliştirilmesi, hasta bakımını önemli ölçüde iyileştirerek bu zayıflatıcı ve ölümcül hastalıkla mücadeleyi tamamen değiştirmiştir.

Küresel toplum, uyku hastalığını ortadan kaldırma çabalarında uyanık kalmalıdır. Bunun için sürekli finansman, yenilikçi tedavi yöntemleri ve halk sağlığı, veterinerlik ve çevre koruma dahil olmak üzere çeşitli sektörler arasında işbirliği gerekmektedir. Bu farklı alanların gücünden yararlanarak, bugüne kadar kaydedilen ilerlemeyi geliştirebilir ve uyku hastalığından arınmış bir gelecek sağlayabiliriz.

Kaynak:

Facebook Yorumları