Théophile de Bordeu (1722-1776), 18. yüzyılda tıp alanına önemli katkılarda bulunmuş Fransız bir hekim, anatomist ve fizyologdur. Fransa’nın Béarn bölgesinde doğan de Bordeu, o dönemde Avrupa’nın en prestijli tıp okullarından biri olan Montpellier’de tıp eğitimi almıştır. Fransız tıp camiasının önde gelen isimlerinden biri ve Paris’teki Kraliyet Tıp Derneği’nin bir üyesi haline geldi.
De Bordeu’nun çalışmaları, canlı organizmaların yaşamsal bir güç veya enerjinin varlığı nedeniyle cansız nesnelerden farklı olduğunu öne süren felsefi ve tıbbi bir yaklaşım olan vitalizm ilkelerinden büyük ölçüde etkilenmiştir. Bu inanç onu vücudun organ ve sistemlerinin incelenmesine, özellikle de bunların birbirleriyle olan bağlantı ve etkileşimlerine odaklanmaya yöneltmiştir.
De Bordeu’nun en önemli katkılarından biri “milieu intérieur” ya da vücudun iç ortamı kavramı üzerine yaptığı çalışmalardır. Vücudun organlarının ve dokularının uyum içinde çalıştığına ve sağlık için gerekli olan istikrarlı bir iç ortamı koruduğuna inanıyordu. Bu fikir, 20. yüzyılda Walter Cannon tarafından ortaya atılan homeostaz kavramı gibi fizyoloji alanındaki daha sonraki gelişmelerin temelini oluşturdu.
De Bordeu, “glandüler sistem” olarak adlandırdığı endokrin sistem üzerine yaptığı çalışmalarla da tanınıyordu. Çeşitli vücut fonksiyonlarının düzenlenmesinde bezlerin ve salgılarının önemini fark eden ilk hekimlerden biriydi. Böbreküstü bezleri, hipofiz bezi ve tiroid bezinin rolleri üzerine kapsamlı araştırmalar yaptı ve bu bezlerin vücuttaki diğer organları etkileyen maddeler ürettiğini öne süren ilk kişiler arasında yer aldı. Bu öncü çalışma, modern hormon ve endokrin sistem anlayışının gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Bordeu’nun psikiyatri ve dolayısıyla genel olarak tıp tarihindeki önemi, aklın biyolojik temellerine ve dolayısıyla tüm organların egemen çıkarların mutlakçı bir yorumunu gerektirmeyen içsel yasallığına yaptığı vurgudan kaynaklanmaktadır. Bu bakımdan Bordeu’nun da peşinde olduğu ansiklopedik yayın, siyasi çalkantıların yaşandığı bir çağda sadece ahlaki değil, özellikle de siyasi bir niyete dönüşmüştür.
Araştırmalarına ek olarak, de Bordeu kendini işine adamış bir klinisyen ve öğretmendi. Olağanüstü teşhis becerileri ve dikkatli gözlem ve klinik deneyimin önemine yaptığı vurguyla tanınıyordu. Denemeler, incelemeler ve vaka çalışmalarını içeren yazıları, sinirlerin vücut fonksiyonlarının düzenlenmesindeki rolü, ateşin nedenleri ve tedavisi ve nabzın incelenmesi gibi çok çeşitli konuları kapsıyordu.
Théophile de Bordeu’nun çalışmaları tıp alanında, özellikle de fizyoloji ve endokrinoloji alanlarında kalıcı bir etki yaratmıştır. Vücudun iç ortamının ve salgı bezlerinin sağlığın korunmasındaki rolünün anlaşılmasına yaptığı katkılar bugün de tıbbi düşünce ve uygulamaları etkilemeye devam etmektedir.