“Kinik” terimi Yunanca “köpek gibi” anlamına gelen “kynikos” kelimesinden gelmektedir. Bu terim Yunanca’da “köpek” anlamına gelen “kynon” veya “kynos “tan türetilmiştir. Kinik filozoflar basit yaşamak, sosyal gelenekleri göz ardı etmek ve acımasızca dürüst olmak gibi köpeğe benzer nitelikleriyle tanınırlardı.
Tarihsel keşif:
Sinizm, antik Yunan felsefesinde MÖ 4. yüzyılda Sokrates’in öğrencisi Antisthenes tarafından kurulan bir düşünce ekolüdür. En ünlü Kinik filozof, eksantrik yaşam tarzı, tartışmalı davranışları ve kışkırtıcı öğretileriyle tanınan Sinoplu Diogenes’tir. Büyük bir seramik kavanozun içinde yaşadığı ve dürüst bir adam aradığını iddia ederek gündüzleri bir fener taşıdığı bilinmektedir. Kinik filozoflar, mutluluk ve erdem arayışında maddi varlıklardan ve toplumsal normlardan uzak, sade bir yaşam sürmenin önemini vurgulamışlardır. Geleneksel arzu ve beklentileri reddederek kişinin özgürlüğe ve kendi kendine yeterliliğe ulaşabileceğine inanıyorlardı.
Klinik:
Klinik psikoloji veya psikiyatri bağlamında, “sinik” veya “sinizm” terimi, diğer insanların güdülerine genel bir güvensizlik ve insan doğasına olumsuz bir bakış ile karakterize edilen bir kişilik özelliğini ifade eder. Sinik bireyler, başkalarının öncelikle kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiklerine ve muhtemelen hilekâr veya dürüst olmadıklarına inanma eğilimindedirler. Bu tutum, ilişki kurma ve sürdürmede zorluklara yol açabileceği gibi izolasyon, öfke ve tatminsizlik duygularına da katkıda bulunabilir.
Sinizm belirli bir ruhsal bozukluk olarak kabul edilmez, ancak belirli kişilik bozukluklarının bir bileşeni veya diğer ruh sağlığı koşullarının bir belirtisi olabilir. Örneğin, paranoid kişilik bozukluğu, narsisistik kişilik bozukluğu veya depresyonu olan bireylerde alaycı tutumlar görülebilir. Ayrıca, sinizm artan stres, daha kötü fiziksel sağlık ve genel refahın azalması ile ilişkilendirilmiştir.
Yüksek düzeyde sinizmi olan bireylere yönelik klinik müdahale, olumsuz düşünce kalıplarını tanımlamayı ve bunlara meydan okumayı amaçlayan bilişsel-davranışçı terapi (BDT) veya geçmiş deneyimler veya çözülmemiş çatışmalar gibi sinizmin altında yatan nedenleri araştıran psikodinamik terapi gibi çeşitli terapötik yaklaşımları içerebilir. Güven inşa etmek, empatiyi geliştirmek ve sağlıklı iletişim becerilerini teşvik etmek de sinizmle mücadele eden bireyler için tedavinin önemli bileşenleri olabilir.