Antik Yunancada σύν (sún, “ile”) + αἴσθησις (aísthēsis, “sansasyon”) —>συναισϑάνομαι synaisthánomai; Aynı anda ’empati kurmak’ veya ‘algılamak’
- Nöroloji, psikolojide; belirli bir duyusal uyaranın ikinci bir tür hissi tetiklediği nörolojik veya psikolojik bir fenomen.
- Sinestezi, iki farklı duyusal algının birleşimidir. Örneğin, sinestezi üretme yeteneğine sahip kişiler, işitirken belirli renkleri görürler veya gördüklerinde sesleri algılarlar.
- Bir duyusal algının aynı anda deneyimlenmeyen farklı bir algı ile ilişkilendirilmesi veya tanımlanması.
- (sanat, edebiyat) Bir tür duyumun diğerinin terimleriyle tanımlandığı edebi veya sanatsal bir araç.

Tarih
- Sinestezinin genel kabul gören en eski tanımı, doktor Georg Tobias Ludwig Sachs’a aittir. Kendisi de bir sinestez olarak, 1812’deki tezinde semptomları tanımladı.
- 1866’da sinestezi terimi ilk olarak nörofizyolog Alfred Vulpian tarafından kullanıldı.
- Uyaranların aktarımına özgü olmayan uyaranların sinirlere transferini tanımlayan bir kelime yaratmaya çalıştı.
- Bununla birlikte, bu güne kadar terim, sanatsal ve edebi temsildeki belirli üretken süreçler için de kendini kanıtlamıştır.
- Bugüne kadar birçok bilim insanı bu fenomen için yeni, farklı isimler bulmaya çalıştı. En yaygın olanı, “renkli işitme” olarak tercüme edilebilen ve çok yaygın bir sinestezi biçimine atıfta bulunan Fransızca audition colorée’dir (kısaltma a. C.).

Facebook Yorumları