“Saponin” terimi, Latince sabun anlamına gelen “sapo” kelimesinden türetilmiştir. Bu isim, saponinlerin sulu çözeltilerde çalkalandığında sergilediği sabun benzeri köpüklenme özelliklerini yansıtmaktadır.
Saponinler, geleneksel tıpta kullanılan çeşitli bitkilerde bulunmaları ve karakteristik köpürme özellikleri nedeniyle yüzyıllardır bilinmektedir. Farklı kültürler tarihsel olarak saponin açısından zengin bitkileri gıdadan ilaca kadar çeşitli amaçlar için kullanmıştır.
İçindekiler
Özellikler:
Kimyasal Yapı: Saponinler çok çeşitli kimyasal bileşiklerdir. Bunlar sapogenin olarak adlandırılan, şeker içermeyen bir kısma (aglikon) sahip glikozitlerdir. Sapogeninler steroid veya triterpenoid olabilir, bu da saponinlerin steroid veya triterpenoid saponinler olarak sınıflandırılmasını sağlar.
Çözünürlük: Saponinler suda çözünürler ve sulu çözeltilerde çalkalandıklarında sabun benzeri stabil bir köpük üretirler.
Biyolojik Etkiler: Saponinlerin çok çeşitli biyolojik etkileri vardır. Soğukkanlı hayvanlar için toksik olabilirler ve intravenöz olarak enjekte edildiklerinde memelilerde hemolize (kırmızı kan hücrelerinin yırtılması) neden olabilirler. Ayrıca antimikrobiyal özellikler de sergilerler ve bağırsak duvarının geçirgenliğini etkileyebilirler.
Kullanım Alanları:
Tıp: Birçok geleneksel ilaç, saponinlerin sağlık açısından yararlı özelliklere sahip olduğu inancından dolayı saponin açısından zengin bitkiler içerir. Önerilen bazı faydalar arasında bağışıklık sistemini güçlendirme, kolesterol düşürücü ve kanser önleyici etkiler yer alır. Ancak bu iddialardan bazılarını destekleyen klinik kanıtlar henüz başlangıç aşamasındadır.
Yiyecek: Bazı yiyecekler doğal olarak kinoa, fasulye ve ıspanak gibi saponinler içerir. Örneğin kinoanın acı tadı içeriğindeki saponinden kaynaklanmaktadır. Genellikle kinoa, saponin içeren dış tabakasını çıkarmak için pişirmeden önce durulanır, böylece acılığı azalır.
Gıda katkı maddeleri: Saponinler bira ve şarap gibi içeceklerde köpük oluşturucu madde olarak kullanılır. Ayrıca mayonez ve salata soslarında emülgatör olarak da kullanılırlar.
Aşılar: Saponinler aşılarda adjuvan olarak incelenmiştir. Adjuvan, vücudun bir antijene karşı bağışıklık tepkisini artıran bir maddedir.
Doğal Deterjan: Sabuna benzer özelliklerinden dolayı saponinler bazı kültürlerde doğal deterjan olarak kullanılmıştır.
Kozmetik: Saponinler şampuan ve sabunlarda cildi ve saçları temizlemek için kullanılır. Ayrıca cildi nemlendirmek için cilt kremleri ve losyonlarda da kullanılırlar.
Endüstriyel ürünler: Saponinler yangın söndürücülerde, yağlayıcılarda ve deterjanlarda kullanılır. Ayrıca ilaç ve kozmetik üretiminde de kullanılırlar.
Tarih
Antik Yunan ve Roma’da sabun yapımında saponinler kullanılıyordu. Ayrıca deterjan ve şampuan olarak da kullanıldılar. Çin’de saponinler, ateş, öksürük ve ishal gibi çeşitli durumların tedavisinde kullanılan, huanglian adı verilen geleneksel bir ilacın yapımında kullanıldı.
- yüzyılda saponinler bilim adamları tarafından potansiyel tıbbi özellikleri açısından araştırıldı. 1875 yılında Alman kimyager Adolf von Baeyer, yüksük otu bitkisinden (Digitalis purpurea) ilk saponin olandigitonini izole etti. Digitoninin güçlü bir kalp uyarıcı etkiye sahip olduğu bulundu ve bugün hala kalp yetmezliğini tedavi etmek için kullanılıyor.
- yüzyılda saponinlerin gıda katkı maddeleri, kozmetik ve endüstriyel ürünler gibi diğer alanlardaki potansiyel kullanımları araştırıldı. Saponinler artık aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli uygulamalarda kullanılmaktadır:
Saponin tarihindeki bazı önemli olaylar şunlardır:
1930: Meksika yamının (Dioscorea spp.), steroid hormonları progesteron ve testosteronun öncüsü olan diosgenin içerdiği bulundu.
1940’lar: Saponinler, kanser karşıtı ilaç etoposid de dahil olmak üzere yeni ilaçların geliştirilmesinde kullanıldı.
1980’ler: Saponinlerin kolesterol seviyelerini düşürmedeki potansiyel kullanımları araştırıldı.
2000’ler: Saponinlerin obezite ve diğer metabolik bozuklukların tedavisindeki potansiyel kullanımları araştırıldı.
Saponinler umut verici bir araştırma alanıdır ve gelecekte çok daha fazla kullanıma sahip olabilirler.
Kaynak:
- Francis, G., Kerem, Z., Makkar, H. P. S., & Becker, K. (2002). The biological action of saponins in animal systems: a review. British journal of nutrition, 88(6), 587-605.
- Oleszek, W. (2002). Chromatographic determination of plant saponins. Journal of chromatography A, 967(1), 147-162.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.