Tahmini okuma süresi: 4 dakika

plasma +‎ -in (Biokimyasal madde eki; enzimler ve proteinler için yaygın olarak kullanılır) → plasmin

Tarihçe:

Plazmin ilk olarak 20. yüzyılın başlarında bazı enzimlerin pıhtı çözücü özelliklerini inceleyen bilim insanları tarafından keşfedilmiştir. 1933 yılında İsveçli bilim insanı Astrid Kjellbom, kan plazmasında fibrin pıhtılarını çözebilen bir protein tespit etti. Bu proteine plazmin adı verildi ve daha sonra bir serin proteaz enzimi olduğu keşfedildi.

Plazmin ve Fibrinoliz:

Plazminin birincil işlevi, kan pıhtılarının ağ benzeri yapısını oluşturan bir protein olan fibrini parçalamaktır. Fibrini parçalama işlemine fibrinoliz denir. Plazminin inaktif öncüsü olan plazminojen karaciğer tarafından üretilir ve kan dolaşımında bulunur. Bir kan pıhtısı oluştuğunda, doku plazminojen aktivatörü (t-PA) ve ürokinaz plazminojen aktivatörü (u-PA) salınır ve bunlar plazminojeni aktif plazmine dönüştürür. Plazmin daha sonra fibrini daha küçük parçalara ayırarak kan pıhtısını etkili bir şekilde çözer.

  • Kan pıhtılarında fibrini çözen proteolitik bir enzim.
  • This content is available to members only. Please login or register to view this area.

  • Plazmin, pankreas salgısının en önemli proteolitik sindirim enzimi olan tripsine yapıca benzer. Bu enzim fibrin iplikçiklerinin yanısıra  çevre kanda bulunan fibrinojen, fakötr V, faktör VIII, protrombin ve faktör XII gibi maddeleri sindirir.

Plazmin Aktivitesinin Düzenlenmesi:

Plazmin aktivitesi, en önemlisi α2-antiplazmin olan çeşitli inhibitörler tarafından düzenlenir. Bu inhibitör serbest plazmine bağlanır ve onu inaktive ederek aşırı fibrinolizi önler ve kan pıhtılarının yalnızca gerekli olduğunda çözülmesini sağlar.

  • Kan pıhtısı içinde plazmin oluştuğunda, pıhtının erimesine ve pıhtılaşma faktörlerinin çoğunun haraplanmasına neden olur; hatta bazen kanın hipokoagülabilitesine yol açar.
  • Yaralanan dokular ve damar endoteli çok yavaş olarak doku plazminojen aktivatörü (t-PA) adı verilen güçlü bir aktivatör salgılarlar ve bu madde pıhtı kanamayı durdurduktan bir gün ya da daha sonra, plazminojeni plazmine çevirir ve pıhtıyı ortadan kaldırır. t-PA, fibrinolizi sayesinde aktivitesi artar.
  • Kan akımının pıhtılarla bloke edildiği birçok küçük kan damarları bu mekanizma ile tekrar açılırlar → plazmin sisteminin özellikle önemli bir işlevi, başka türlü temizlenmesi mümkün olmaya ve eninde sonunda milyonlarca küçük periferik damarı tıkayacak olan küçük pıhtıları uzaklaştırmaktır.
  • Serin proteaz, plasmin için güçlü bir bağlanma özelliğine sahiptir.
  • α2-antiplasmin tarafından inaktive olur. Fakat bağlanmış bir plasmini engelleyemez.
  • Urokinaz ve streptokinaz Plasminojeni aktive eder.

This content is available to members only. Please login or register to view this area.

Klinik Uygulamalar ve Araştırmalar:

Plazmin, pıhtı oluşumu ve çözünmesi arasındaki dengenin korunmasında çok önemli bir rol oynar. Plazmin aktivitesindeki anormallikler derin ven trombozu, pulmoner emboli ve inme gibi çeşitli pıhtılaşma bozukluklarına yol açabilir.

Önceki yanıtlarda belirtildiği gibi plazmin aktivitesinin ölçümü tipik olarak D-Dimer seviyelerinin tespiti yoluyla dolaylı olarak yapılır. Yüksek D-Dimer seviyeleri plazmin aktivitesinin arttığına ve pıhtılaşma bozukluklarının varlığına işaret edebilir.

Son yıllarda araştırmacılar, plazmin ve aktivatörlerinin pıhtılaşma bozukluklarının tedavisinde terapötik ajanlar olarak potansiyel kullanımını incelemektedir. Örneğin, doku plazminojen aktivatörü (t-PA) akut iskemik inme tedavisinde kan pıhtılarını çözmek ve beyne kan akışını yeniden sağlamak için kullanılır.

Özetle, plazmin kanın pıhtılaşması ve fibrinoliz sürecinde çok önemli bir enzimdir. Plazminin 20. yüzyılın başlarında keşfedilmesi, pıhtı oluşumu ve çözünmesinin daha iyi anlaşılmasına ve pıhtılaşma bozuklukları için potansiyel tedavilerin geliştirilmesine yol açmıştır.

Plasmin Belirlenmesi:

  • Plasmin, plasmadan direkt olarak belirlenemez.
  • Plasmini dolaylı olarak belirleyebilmek için, fibrinogen parçaları özellikle D-Dimer.
  • D-dimer , FXIIIa lı çapraz fibrin parçalanınca oluşur. Aslında geri dönüşümü olmadan parçalanan bir pıhtının kanıtıdır.
  • D-dimer sitralı plasmada belirlenir.(Plasmaya Aprotinin veya urin gibi fibrin parçalayacılar katılır.)
  • Serbest plasminler,  plasmin/ α 2-antiplasmin complex (PAP) içindeki α 2-antiplasmin leri sayesinde Plasmada belirlenir.
  • Referans aralığı: fibrin parçaları  <1 mg/l

This content is available to members only. Please login or register to view this area.

D-dimer < 0.5 mg/l

  • Plasminin, fibrini d-dimere parçalaması esnasında yeni bir antijen oluşur.Bu testte, bu antijen için özel bir antikor oluşur. D-dimer ise bu yeni antikorların yarattığı bir katman tarafından tutulur. D-dimerleri belirlemek için bu antikorlar kullanılır. Antikorlar renklendirilir ve rengin koyuluğu d-dimerin konsantrasyonu ile doğru orantılıdır.
  • Fazla  d-dimer fazlalığı:
  1. Venöz thromboz,
  2. Akciğer embolisi,
  3. DIC
  4. Postoperatif
  5. Trombolitik tedavi sırasında gözlemlenir.

This content is available to members only. Please login or register to view this area.

This content is available to members only. Please login or register to view this area.

Facebook Yorumları