Pediatrik kardiyolojinin alanı geniş ve karmaşıktır. Çocukların benzersiz fizyolojisi çoğu zaman “çocuklar sadece küçük yetişkinlerdir” şeklindeki tıbbi aksiyoma meydan okur. Kardiyovasküler dünyada Ductus arteriosus Botali, Vena umbilicalis ve Ductus venosus gibi ikonik yapılar pediatrik hastalar için farklıdır. Pediatrik bakımın uzmanlık bilgisi ve yaklaşım gerektirdiği fikrinin altını çiziyorlar. Çocuğun refahına yapılan derin vurguyu yansıtan Latince “Primum Nil Nocere” ifadesi, “Önce zarar verme” anlamına gelir ve her pediatrik tedavi kararının altını çizer.
Pediatrik kardiyolojinin önemli bir kısmı, sıklıkla X ışınları kullanılarak tanısal görüntülemeyi içerir. Elektrikle çalışan makineler, kalp yapılarını görselleştirmede ve rahatsızlıkları teşhis etmede son derece önemlidir. Ancak bu makinelerin çocuklarda kullanımı, özellikle radyasyona maruz kalma konusunda derinlemesine bilgi ve dikkat gerektirir.
İçindekiler
Radyasyon ve Pediatrideki Etkileri:
Radyasyona maruz kalma söz konusu olduğunda, dozlar ve etkileri genellikle Sieverts (Sv) cinsinden ölçülür. Perspektif için:
- Kranial CT, kişiyi 2,3-4 mSv’ye maruz bırakır.
- Toraks Röntgeni birini 0,02-0,03 mSv’ye maruz bırakır.
- Transatlantik bir uçuş bile yolcuları yaklaşık 0,04 mSv kozmik radyasyona maruz bırakıyor.
Ancak her doku radyasyona aynı tepkiyi vermez. Kemik iliği, tiroid, meme dokusu, gonadlar ve beyin radyasyona özellikle duyarlıdır. Bu artan hassasiyet genellikle bu dokulardaki yüksek mitoz oranlarından kaynaklanmaktadır. Katarakt gibi radyojen kaynaklı durumlar, yaklaşık 1 Gy’lik bir maruziyet sonrasında gelişebilir. Bu arada, gözleri etkileyen ciddi bir durum olan retinopati, 60 Gy’lik şaşırtıcı bir maruziyet sonrasında ortaya çıkabilir.
Çocukların vücutları çeşitli yönlerden yetişkinlerden farklıdır. Daha yüksek su içeriği ve tamamlanmamış kemikleşme süreci, radyasyonun vücutlarına nüfuz etmesini kolaylaştırır. Bu gerçek, çocukların teşhis prosedürleri sırasında aldıkları dozlarla ilgili endişeleri artırmaktadır.
Stokastik Etki ve Sonuçları:
“Tahmin sanatı” anlamına gelen “Entir conjectandi” teriminden türetilen “Stochastica”, radyasyonun neden olduğu hücresel değişikliklerin rastgele doğasını özetlemektedir. Erken çocukluk döneminde stokastik etki riski oldukça yüksektir. Örneğin %0,015’lik bir mSV dozu, bir çocuk için bir yetişkine kıyasla üç kat daha fazla risk taşır. 22. gebelik haftasında, boyu 27 cm ve ağırlığı 400 gramın altında olan yeni doğmuş bir bebek gibi en küçükler için riskler katlanarak yüksektir.
Pediatrik Radyolojide İlkeler ve Protokoller:
“Makul Şekilde Elde Edilebilecek Kadar Düşük” ifadesinin kısaltması olan ALARA ilkesi, pediatrik radyolojinin temel taşıdır. Yetişkinler için tipik olarak kullanılan referans değerlerini uyarlayarak minimum düzeyde radyasyon maruziyetini vurgular. Çocuklarda aspirasyon veya röntgen gibi radyolojik prosedürlerin kişiye göre uyarlanması gerekir. Özel protokoller saçılan radyasyonun önlenmesini hedefler ve son görüntü kalitesinin korunmasına önem verilir. Pediatride ek bir avantaj da çocukların genellikle klostrofobi sergilememesidir, bu da bazı görüntüleme prosedürlerini daha az zorlaştırır.
Pediatrik bakım, özellikle kardiyolojide, minimum zarar sağlarken etkili tedavi sağlama arasında hassas bir dengedir. Tıbbi görüntülemedeki gelişmeler ve sonuçlarının daha iyi anlaşılması sayesinde çocuk doktorları bu ince çizgide güvenle yürüyebilirler. Odak noktası, her zaman olduğu gibi, bakımlarına emanet edilen genç hastaların sağlığıdır.
Tarih
Pediatrik radyolojinin tarihi nispeten genç olup 20. yüzyılın başlarına kadar uzanır. Çocukların ilk röntgen görüntüleri, Wilhelm Roentgen’in X ışınlarını keşfetmesinden sadece bir yıl sonra, 1896’da çekildi. Ancak pediatrik radyolojinin radyolojinin tanınmış bir alt uzmanlığı haline gelmesi birkaç on yılı aldı.
İlk günlerde pediatrik radyologlar birçok zorlukla karşı karşıya kaldı. Zamanın röntgen makineleri çok büyük ve hantaldı, bu da onların pediatrik ortamlarda kullanımını zorlaştırıyordu. Radyasyon dozları da bugüne göre çok daha yüksekti ve bu da çocuklar için ciddi bir risk oluşturuyordu.
Bu zorluklara rağmen pediatrik radyologlar 20. yüzyılın başlarında önemli ilerleme kaydettiler. Çocukları görüntülemek için floroskopi ve kontrast çalışmaları gibi yeni teknikler geliştirdiler. Ayrıca radyasyonun çocuklar üzerindeki etkilerini de incelemeye başladılar.
20. yüzyılın ortalarında pediatrik radyolojide büyük gelişmeler yaşandı. Bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntülemenin (MRI) geliştirilmesi, çocukların görüntülenme biçiminde devrim yarattı. Bu teknikler, X ışınlarına göre çok daha net görüntüler sağladı ve radyologların, X ışınlarıyla görülemeyen yapıları görmesine olanak sağladı.
Son yıllarda pediatrik radyolojide ultrason ve nükleer tıp tekniklerinin gelişmesi gibi daha fazla ilerleme kaydedilmiştir. Bu teknikler, çocukları sadece birkaç on yıl önce mümkün olmayan şekillerde görüntülemeyi mümkün kıldı.
Günümüzde pediatrik radyoloji, radyolojinin köklü bir alt uzmanlığıdır. Pediatrik radyologlar, çok çeşitli tıbbi rahatsızlıkları olan çocukların tanı ve tedavisinde hayati bir rol oynamaktadır. Doktorların çocuklarda doğum kusurlarından kansere kadar çeşitli hastalıkları teşhis etmesine ve tedavi etmesine yardımcı olmak için çeşitli görüntüleme teknikleri kullanıyorlar.
Pediatrik radyoloji tarihindeki önemli kilometre taşlarından bazıları şunlardır:
1896: Çocukların ilk röntgen görüntüleri çekildi.
1900: İlk pediatrik radyoloji bölümü Boston, Massachusetts’te kuruldu.
1920’ler: Floroskopi ve kontrast çalışmaları geliştirildi.
1950’ler: CT taramaları geliştirildi.
1970’ler: MRI taramaları geliştirildi.
1980’ler: Ultrason taramaları geliştirildi.
1990’lar: Nükleer tıp teknikleri geliştirildi.
Pediatrik radyoloji alanı sürekli gelişmekte ve sürekli yeni görüntüleme teknikleri geliştirilmektedir. Pediatrik radyologlar bu araştırmanın ön saflarında yer almaktadır ve çocuklar için mümkün olan en iyi bakımı sağlamaya kararlıdırlar.
Kaynak:
- Marino, B. S., & Lipkin, P. H. (2012). Pediatric Cardiology. Pediatrics, 129(2), e512–e525.
- Brenner, D. J., & Hall, E. J. (2007). Computed tomography — an increasing source of radiation exposure. The New England Journal of Medicine, 357(22), 2277-2284.
- Donnelly, L. F. (2005). Reducing radiation dose associated with pediatric CT by decreasing unnecessary examinations. American Journal of Roentgenology, 184(2), 655-657.
- Mathews, J. D., Forsythe, A. V., Brady, Z., et al. (2013). Cancer risk in 680,000 people exposed to computed tomography scans in childhood or adolescence: data linkage study of 11 million Australians. BMJ, 346, f2360.
- Vañó, E., González, L., Guibelalde, E., Fernández, J. M., & Ten, J. I. (1995). Radiation exposure to medical staff in interventional and cardiac radiology. The British Journal of Radiology, 68(812), 958-961.