Hastanın serumundaki anitkorları tespit eden testtir. Testin hassaslığı diğer testlere oranla azdır. Günümüzde kolay ve otomatik ELİSA testi, KFT’nin az hassaslığı ve uzun test süresinden dolayı daha fazla kullanılır. Buna rağmen KFT akut virüs enfeksiyonunun teşhisi için kullanılır. Fakat bağışıklığın tespiti için kullanılmaz.
Testin çalışma prensibi şu şekildedir;
Kompleman virüs antijeni-antikor çiftine tutunur. Tutunan komplemanlar görüntüleme sistemi (koyun eritrositi ve anti koyun eritrositi antikoru) kullanılarak görüntülenir. Eğer boşta kompleman kalmazsa, eritrositler çözülemeyip çöker ve tortu oluşturur.

HÖT‘de olduğu gibi KFT’de de microtiter tüpleri kullanılarak, inceltme sıralaması yapılır. Her sırada farklı bir miktarda antikor bulunur ve hangi miktardan itibaren çökelmenin olmadığı tespit edilir.
İçindekiler
Endikasyon
Kompleman fiksasyon reaksiyonu, örneğin, aşağıdaki patojenlere karşı antikorları tespit etmek için kullanılır:
- Influenza
- Brucelles
- Listeria
- Treponema pallidum
- Coxsackie virüsleri
- Mycoplasma
- Coxiella burnetii
Veteriner tıbbında KBR ayrıca şunları belirlemeye yarar:
- Trypanosoma’lar
- Leishmania
- Burkholderia mallei
Not: KBR’nin yerini giderek artan bir şekilde ELISA almıştır. Laboratuvar jargonunda KBR, ‘Sonuç doğru değil’ ile de eşittir.
Tarih
Kompleman fiksasyon testi (CFT) ilk olarak 1901 yılında Jules Bordet ve Octave Gengou tarafından geliştirilen serolojik bir testtir. Test, kan serumundaki bir grup protein olan komplemanın antijenlere bağlı antikorlar tarafından aktive edilebileceği prensibine dayanmaktadır. Kompleman aktive olduğunda, hücrelerin parçalanmasına veya yok olmasına neden olabilir.
CFT, belirli antijenlere karşı antikorların varlığını tespit etmek için kullanılır. Test tipik olarak sifiliz gibi bulaşıcı hastalıkları teşhis etmek için kullanılır, ancak lupus eritematozus gibi otoimmün hastalıkları teşhis etmek için de kullanılabilir.
CFT nispeten basit ve ucuz bir testtir, ancak ELISA ve PCR gibi diğer serolojik testler kadar hassas veya spesifik değildir. SFT ayrıca zaman alıcı ve yoğun emek gerektiren bir testtir ve sonuçları yorumlamak zor olabilir.
SFT’nin yerini büyük ölçüde diğer serolojik testler almıştır, ancak araştırma ve diğer testlerin mevcut olmadığı gelişmekte olan ülkeler gibi bazı ortamlarda hala kullanılmaktadır.
Kompleman fiksasyon testinin tarihçesindeki bazı önemli olaylar aşağıda verilmiştir:
1901: Jules Bordet ve Octave Gengou ilk olarak kompleman fiksasyon testini geliştirdi.
1910s: KFT sifiliz teşhisi için kullanılır.
1930s: KFT otoimmün hastalıkları teşhis etmek için kullanılır.
1950s: ELISA ve PCR geliştirilir ve KFT’nin yerini bu daha hassas ve spesifik testler almaya başlar.
1970s: SFT, diğer testlerin mevcut olmadığı araştırma ve gelişmekte olan ülkeler gibi bazı ortamlarda hala kullanılmaktadır.
Kompleman fiksasyon testinin avantajları:
- Nispeten basit ve ucuzdur
- Çeşitli antijenlere karşı antikorları tespit etmek için kullanılabilir
Kompleman fiksasyon testinin dezavantajları:
- Diğer serolojik testler kadar hassas veya spesifik değildir
- Zaman alıcı ve yoğun emek gerektiren
- Sonuçları yorumlamak zor olabilir
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.