Tahmini okuma süresi: 2 dakika

Eski Mısırlılar, ruhun (kꜣ ve bꜣ; Mısır. telaffuz. ka/ba) birçok parçadan oluştuğuna inanıyorlardı. Bu ruh bileşenlerine ek olarak, insan bedeni (ḥꜥ olarak adlandırılan, ara sıra ḥꜥw olarak çoğul kullanılan, yaklaşık olarak “beden parçalarının toplamı” anlamına gelen) vardı.^[1^]

İnsan kişiliği doğum anında yaratılırken, ruh ölümsüz bir varlık olup ölümlü bir kabın içinde yaşıyordu. Bu kaptan başarısız olduğunda ve kişinin bedeni öldüğünde, ruh başka bir varlık düzlemine gider ve tanrılar tarafından haklı görülürse, ölümsüz bir cennette yaşardı. Bu cennet, insanın yeryüzündeki varlığının aynasıydı. Bu ruh sadece kişinin karakteri değil, aynı zamanda yaşam ve ölümden sonraki yolculukta rol oynayan farklı varlıkların bileşik bir varlığıydı.^[2^]

Mısırlı kültürünün önemli bir yönü olan cenaze ritüelleri bu yüzden özenle yerine getiriliyordu. Çünkü ruhun her yönüne hitap edilmesi gerekiyordu ki kişi sonsuzluğa doğru yoluna devam edebilsin.^[2^]

Ruhun Parçaları

Ruhun dokuz ayrı parçadan oluştuğu düşünülüyordu. Bu parçalar bütün bir bireyi oluştururken çok farklı yönleri vardı. Mısırbilimci Rosalie David şöyle açıklıyor:

Mısırlılar, insan kişiliğinin birçok yönü olduğuna inanıyorlardı – bu kavram muhtemelen Eski Krallık döneminde erken geliştirilmişti. Yaşamda, kişi tam bir varlıktı, ama eğer erdemli bir hayat sürdürmüşse, öbür dünyada kullanabileceği çok çeşitli formlara da erişebilirdi. Bazı durumlarda, bu formlar ölünün desteklemek istediği kişilere yardım etmek veya alternatif olarak düşmanlarından intikam almak için kullanılabilirdi. ^[2^]

Bu ruh yönlerinin işlev görebilmesi için bedenin bütün kalması gerekiyordu ve bu yüzden mumyalama cenaze ritüellerinin ve kültürün ayrılmaz bir parçası haline geldi. Bazı dönemlerde ruhun beş parçadan oluştuğu, bazen de yedi parçadan oluştuğu düşünülüyordu, ama genellikle dokuzdu:

Eski Mısırlılar Ruhun Bileşenleri: Khat, Sah ve Ren

  • Eski Mısırlılar ruhun birçok parçadan oluştuğuna inanıyorlardı. Bu parçalardan üçü khat, sah ve ren idi. Bu kavramları daha yakından inceleyelim.
  • Khat ya da Kha fiziksel formdu ve ceset haline geldiğinde kişinin ruhuyla yeryüzündeki hayatı arasındaki bağı sağlıyordu.^[3^] Khat’ın korunması ve mumyalanması ölümden sonra ruhun yaşaması için gerekliydi. Khat’ın yaratıcısı olarak genellikle çömlekçi tekerleğinde hem khat’ı hem de ka’yı (yaşam gücü) yaratan Khnum tanrısı kabul edilirdi.^[1^]
  • Sah ya da Sahu ruhsal bedendi ve ölüm sonrasında yeniden dirilişi sağlayan formdu. Sah mumyalama işleminden sonra ortaya çıkardı ve cenaze törenindeki ritüellerle aktive edilirdi.^[2^] Sah’ın yaratıcısı olarak Osiris tanrısı görülürdü. Osiris’in kendisi de öldükten sonra sah formuna dönüşmüştü. Sah’ın gücü ba ve akh (zekâ) ile ilişkiliydi.^[1^]
  • Ren isim ya da kimlikti ve doğumda verilen isimle ilişkiliydi. Ren’in gücü büyüktü ve isminin söylendiği sürece kişi yaşamaya devam ederdi.^[2^] Bu nedenle isimlerin silinmesi ya da unutulması kişinin ahiretteki yaşamını tehlikeye atardı.^ Ren’in korunması için büyülü formüller, amuletlar ve maskeler kullanılırdı. Ren’in yaratıcısı olarak Atum tanrısı kabul edilirdi.^[1^]
  • Bu üç bileşenin yanında eski Mısırlılar ruhun diğer parçalarını da tanımlamışlardı. Bunlar arasında ba (kişilik), ka (yaşam gücü), ib (kalp), shut (gölge), sekhem (güç, biçim) ve akh (zekâ) sayılabilir.^[1^] Eski Mısırlılar ruhun bu parçalarının bir arada uyumlu bir şekilde çalışmasını sağlamak için çeşitli ritüeller, törenler ve inanışlar geliştirmişlerdir.

Kaynaklar:

  • [1] https://en.wikipedia.org/wiki/Ancient_Egyptian_conception_of_the_soul
  • [2] https://de.wikipedia.org/wiki/Ren_(%C3%A4gyptische_Mythologie)
  • [3] https://ancientegyptonline.co.uk/soul/
  • [4] https://www.the-sun.com/news/4381435/holy-grail-fusion-experiments-breakthrough-race-unlimited-energy/
Facebook Yorumları