Bu sendrom bağlamında “boşaltma” terimi, gıdanın mideden ince bağırsağa hızla “boşaltılması” anlamına gelir. Hızlı mide boşalması olarak da bilinen Dumping sendromu, özellikle belirli türde mide ameliyatı geçiren ameliyat sonrası hastalarda uzun yıllardan beri bilinmektedir.

Patofizyoloji:

Dumping sendromu, yiyeceklerin, özellikle de şekerin mideden duodenuma (ince bağırsağın ilk kısmı) çok hızlı hareket etmesiyle ortaya çıkar. Bu hızlı hareket, mide ile duodenum arasındaki düzenleyici kapak olan pilorun cerrahi olarak çıkarılmasına veya bypass edilmesine bağlanabilir. Pilor olmadan yiyecekler ince bağırsağa çok hızlı hareket eder ve dumping sendromuyla ilişkili semptomlara yol açar.

Sendrom iki aşamaya ayrılabilir:

Erken Boşaltma Aşaması: Yemekten sonraki 10 ila 30 dakika içinde meydana gelir. Hiperosmolar (ozmolaritenin arttığı) içeriklerin ince bağırsağa hızla geçmesiyle, bağırsağa sıvı akışına neden olur. Bu, bağırsağın hızla genişlemesine ve vazoaktif bağırsak hormonlarının salınmasına neden olarak karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal, şişkinlik ve hızlı kalp atışı gibi semptomlara neden olur.

Geç Damping Aşaması: Yemekten 1 ila 3 saat sonra ortaya çıkar. Reaktif hipoglisemi ile karakterizedir. Glikozun hızlı emilimi, abartılı bir insülin tepkisine yol açarak kan şekeri seviyesinin çok düşmesine neden olur. Semptomlar zayıflık, terleme, kafa karışıklığı ve baş dönmesini içerebilir.

Risk faktörleri:

Dumping sendromu için birincil risk faktörü mideyi değiştiren ameliyattır. Buna gastrik bypass ameliyatı (kilo kaybı için yaygın bir ameliyat) ve gastrektomi (midenin bir kısmının veya tamamının alınması) dahildir. Pankreas veya duodenumdaki tümörleri içeren nadir bir durum olan Zollinger-Ellison sendromu olan kişiler de risk altında olabilir.

Yönetim ve Tedavi:

Damping sendromunun yönetimi öncelikle diyet değişiklikleri etrafında döner. Öneriler genellikle şunları içerir:

  • Daha küçük, daha sık yemek yemek
  • Şekerlerden kaçınmak veya sınırlamak
  • Protein ve lif alımını arttırmak
  • Yemek sırasında sıvı içmekten kaçınmak
  • Semptomları azaltmak için yemeklerden sonra uzanmak

Diyet değişikliklerinin yetersiz kaldığı durumlarda akarboz veya oktreotid gibi ilaçlar reçete edilebilir. Nadir durumlarda rekonstrüktif cerrahi düşünülebilir.

Dumping sendromu sıklıkla cerrahi müdahalelerle ilişkilendirilse de yönetilebilir bir durumdur. Patofizyolojisini anlamak ve uygun diyet değişikliklerinin benimsenmesi, semptomların hafifletilmesi ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesi için çok önemlidir.

Tarihçe

Dumping sendromu, gastrik bypass ameliyatı geçiren veya midenin bir kısmını çıkaran veya gıdanın sindirim sistemi boyunca hareket şeklini değiştiren başka tür bir ameliyat geçiren kişilerde ortaya çıkabilen bir durumdur. Dumping sendromu, yiyeceklerin mideden ince bağırsağa çok hızlı hareket etmesiyle ortaya çıkar. Bu, mide bulantısı, kusma, ishal, karın ağrısı ve şişkinlik gibi çeşitli semptomlara neden olabilir.

Damping sendromunun ilk tanımı 1950’de iki İsveçli cerrah Werner Wernstedt ve Carl Gustaf Holmberg tarafından yayınlandı. Gastrik bypass ameliyatı geçiren bir hastada dumping sendromunun belirtilerini gözlemlediler.

Gastrik bypass ameliyatının ilk kez uygulamaya konduğu ilk yıllarda dumping sendromu yaygın bir komplikasyondu. Ancak cerrahların yeni teknikler ve cerrahi prosedürler geliştirmesiyle birlikte dumping sendromunun görülme oranı azaldı. Günümüzde mide bypass ameliyatı geçiren kişilerin yaklaşık %10-20’sinde dumping sendromu görülmektedir.

  • Gastrik bypass ameliyatının ilk günlerinde cerrahlar dumping sendromunun neden oluştuğundan emin değillerdi. Bir teoriye göre semptomlar, mide baypas edildiğinde hormonların mideden salınmasından kaynaklanıyordu. Bir başka teori ise semptomların ince bağırsakta çok hızlı hareket eden yiyeceklerden kaynaklandığı yönündeydi.
  • 1960’larda araştırmacılar dumping sendromunu teşhis etmek için bir test geliştirdiler. Test, şekerli bir sıvının içilmesini ve ardından zamanla kandaki şeker miktarının ölçülmesini içeriyordu. Dumping sendromlu kişilerin kan şekerinde hızlı bir yükselme ve ardından kan şekerinde hızlı bir düşüş görülür.
  • 1970’lerde cerrahlar dumping sendromu riskini azaltmak için yeni teknikler geliştirdiler. Bu teknikler arasında daha küçük bir mide poşunun oluşturulması ve mide poşunun ince bağırsağın alt kısmına bağlanması yer alıyordu.
  • Dumping sendromu bazen “fast food hastalığı” olarak da adlandırılır çünkü şekerli veya yağlı yiyeceklerin tüketilmesiyle tetiklenebilir.
  • Dumping sendromlu bazı kişiler, küçük ve sık öğünler yiyerek ve şekerli ve yağlı yiyeceklerden kaçınarak semptomlarını azaltabileceklerini bulmuşlardır.
  • Diğerleri, sıkı bir kemer takmanın, yiyeceklerin mideden ince bağırsağa geçişini yavaşlatmaya yardımcı olabileceğini buldu.

Kaynak

  1. Tack, J., Arts, J., Caenepeel, P., De Wulf, D., & Bisschops, R. (2009). Pathophysiology, diagnosis and management of postoperative dumping syndrome. Nature Reviews Gastroenterology & Hepatology, 6(10), 583-590.
  2. Vecht, J., Masclee, A. A., & Lamers, C. B. (1997). The dumping syndrome. Current insights into pathophysiology, diagnosis and treatment. Scandinavian journal of gastroenterology. Supplement, 223, 21-27.
  3. Sigstad, H. (1970). A clinical diagnostic index in the diagnosis of the dumping syndrome. Changes in plasma volume and blood sugar after a test meal. Acta medica Scandinavica, 188(6), 479-486.
%d blogcu bunu beğendi: