Bazen “yarıçap bağı” olarak da adlandırılan eğik kordon, insan ön kolundaki çok önemli ancak sıklıkla gözden kaçan bir bağ yapısıdır. Anatomisini, işlevini ve bununla ilişkili yaygın yaralanmaları anlamak, kapı tokmağını çevirmek gibi basit görevlerden karmaşık bilek ve kol hareketleri gerektiren daha özel görevlere kadar günlük aktivitelerdeki rolü hakkında fikir sahibi olmayı sağlar.

Anatomik Bakışı

Anatomi ve Fonksiyon
Notokord, ulnadan distal-lateral yönde uzanan, radyal tüberozitenin hemen altında yer alan, sıklıkla gözden kaçan bir bağ yapısıdır. Özellikle, notokordun lifleri, yarıçapı ve ulnayı birbirine bağlayan lifli bir tabaka olan interosseöz membranın liflerinin tersi yönde uzanır. Notokordun birincil işlevi ulna ve radius arasındaki supinasyon hareketini sınırlamaktır.

İlişkili Yapılar
Notokordun distalinde, aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli kritik yapıların geçişine izin veren eşsiz bir anatomik boşluk mevcuttur:

  • Arteria interossea posterior: İnterosseöz bölgeye kan sağlayan hayati bir arter.
  • Vena interossea posterior: İnterosseöz bölgeyi drene eden önemli bir damar.
  • Nervus interosseus posterior: Önkolun duyusal ve motor fonksiyonlarında rol oynayan önemli bir sinir.

Eğik Kordun Anatomik Görünümü

Anatomi ve Fonksiyon
Notokord gibi eğik kord da önkolda önemli bir bağ yapısıdır ve radius ve ulna kemiklerini içeren radyoulnar eklemin önemli bir bileşeni olarak görev yapar. Spesifik olarak, eğik kord ulnanın lateral tarafından radyal tüberozitenin hemen altındaki radius kemiğine kadar uzanır. Eğik olarak uzanır ve eklem alanı boyunca çapraz olarak kesilir. İşlevsel olarak eğik kordon, radyoulnar eklemi stabilize etmeye hizmet ederek ön kolun dönme yeteneklerine katkıda bulunur.

Notokord ile İlişki
İlginçtir ki, oblik kord articulatio cubiti’nin distalindedir ve notokord da dahil olmak üzere diğer bağ yapılarıyla yakından ilişkilidir. Bu ilişki, ön kolun stabilitesinin ve hareket açıklığının sağlanmasında koordineli bir rol olduğunu göstermektedir.

Hem notokord hem de oblik kord, ön kolun stabilitesine ve hareketliliğine önemli ölçüde katkıda bulunan temel anatomik özelliklerdir. Bunların kesin rollerini ve etkileşimlerini anlamak, önkol yaralanmalarının tedavisine ve protez veya dış iskelet cihazlarının tasarımına önemli ölçüde bilgi sağlayabilir.

This content is available to members only. Please login or register to view this area.

İşlevsellik

Eğik kordun temel işlevlerinden biri radyoulnar eklemin stabilitesini sağlamaktır. Özellikle ön kol pronasyondayken (avuç içi aşağıya doğru baktığında) radius kemiğini doğru pozisyonda tutmaya yardımcı olur. Bu işlevsellik, yarıçap kemiğinin çok ileri veya geri kaymasını önler, böylece ön kolun genel stabilitesine ve hareketliliğine katkıda bulunur.

Yaygın Yaralanmalar ve Tedaviler

This content is available to members only. Please login or register to view this area.

Eğik kord yaralanmaları, radyoulnar eklemin stabilitesini olumsuz yönde etkileyen travma veya tekrarlayan stres gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Bu yaralanmalar ağrı, hareket açıklığının azalması ve hatta çıkık gibi semptomlara neden olabilir. Tedavi genellikle aşağıdaki gibi çeşitli seçenekleri içerir:

  • Dinlenme: Etkilenen bölgenin doğal olarak iyileşmesine izin vermek.
  • Hareketsizleştirme: Eklemi stabilize etmek için atel veya alçı kullanmak.
  • Fizik Tedavi: Bağların güçlendirilmesi ve hareket açıklığının iyileştirilmesine yönelik egzersizler.
  • Cerrahi Müdahale: Ciddi vakalarda, hasarlı bağın onarılması veya yeniden yapılandırılması için ameliyat gerekebilir.

Tarihçe

Eğik kordonun ilk tanımının 16. yüzyılda İtalyan anatomist Andreas Vesalius tarafından yapıldığı düşünülmektedir. Ancak eğik kordonun ilk kez adlandırılması ve işlevi ancak 19. yüzyılda anlaşılabildi.

  1. yüzyılda Fransız anatomist Jules Germain Cloquet, doğuştan eğik kordonu olmayan bir hasta vakasını tanımladı. Hastanın önkolda pronasyon veya supinasyonda herhangi bir sorunu yoktu ancak proksimal radyoulnar eklemde bir miktar instabilite yaşadı.
  2. yüzyılda Alman anatomist Otto Lanz eğik kordonu “gizemli bir bağ” olarak tanımladı. İşlevinin bilinmediğini ve “belki de eski bir kasın kalıntısı” olduğunu söyledi.
  • Eğik kord bazen “unutulmuş bağ” olarak anılır çünkü ön çapraz bağ (ACL) ve medial kollateral bağ (MCL) gibi vücuttaki diğer bağlar kadar iyi bilinmez.
  • Eğik kord bazen “tembel bağ” olarak da anılır çünkü proksimal radyoulnar eklemin stabilizasyonunda nispeten küçük bir rol oynadığı düşünülür.
  • Bazı bilim adamları eğik kordonun körelmiş bir yapı olduğuna, yani evrim sırasında kaybolan eski bir kasın kalıntısı olduğuna inanıyor.

Kaynak

  1. Gray, H., & Lewis, W. H. (1918). “Anatomy of the human body”. Lea & Febiger.
  2. Snell, R. S. (2018). “Clinical Anatomy by Regions”. Wolters Kluwer Health.
  3. Palastanga, N., & Soames, R. (2012). “Anatomy and human movement: structure and function”. Elsevier Health Sciences.
%d blogcu bunu beğendi: