Tahmini okuma süresi: 3 dakika
  • Yerli halklar ormandaki bu bitkiyi Banisteriopsis caapi’yi ayahuasca olarak adlandırır, bu sayede şamanlar ayahuasca çayının halüsinojen etkilerini kullanırlar.
  • Liana Banisteriopsis caapi, popüler bir şaman ilacının bitkisel temel bileşenidir. Çünkü psikotrop ayahuasca çayı, Amazon bölgesi sakinleri arasında ritüel ve tıbbi amaçlar için kullandıkları popüler bir halüsinojendir. Ayahuasca çayının etkileri bugünlerde dünyanın dört bir yanındaki insanların büyük ilgisini çekiyor.
  • Güney Amerika’nın yerli sakinleri Banisteriopsis caapi için Ayahuasca diyor. Bitki Malpighiaceae familyasına aittir ve Amazon ve Orinoco bölgelerinden gelmektedir.
  • Ayahuasca terimi, sapları suya batırılarak elde edilebilen Ayahuasca çayı için de kısaca kullanılmaktadır. Çay, yalnızca Banisteriopsis caapi veya diğer bitkileri içerebilir.
  • Araştırmacılar, birçok psikotropik madde içeren 100’e kadar farklı bitkiyi katkı maddesi olarak tanımladılar. Bunlara nikotin, skopolamin, kafein, kokain ve N, N-dimetiltriptamin veya kısaca DMT, halüsinojenik bir triptamin alkaloid dahildir.
  • Sonuç olarak, Banisteriopsis caapi, kuzeybatı Güney Amerika’daki yerli halkın kadim şamanik uygulamaları ve ayinlerinde merkezi bir unsurdur. Daha yakın zamanlarda, ayahuasca çayı da Brezilya dini grupları tarafından kullanılan ritüellerin önemli bir parçası haline geldi. Biri sözde Ayahuasca dinlerinden União do Vegetal (UDV), Barquinha ve Santo Daime’den bahsediyor. Sonunda, bunlar içeceği Kuzey Amerika ve Avrupa’da da popüler hale getirdi.

Kimya ve farmakolojisi

  • Sonuç olarak, ayahuasca’nın kimyası ve farmakolojisi çok karmaşıktır. Örneğin, Banisteriopsis caapi yüksek miktarda harmin ve tetrahidroharmin (THH) ve daha az oranda harmalin içerir. Indo-alkaloidler harmin ve harmalin tersinir monoamin oksidaz-A’dır (MAO-A), tetrahidroharmin ayrıca serotoninin geri alımını da engelleyebilir.
  • Ayahuasca’daki farmakolojik etkileşimlerin psikoaktif etkileri üretmek için sinerjistik olarak mı yoksa ek olarak mı hareket ettiği şu anda belirsizdir. Yakın tarihli bir Brezilya meta-analizinin sonuçları, ayahuasca bileşiklerinin sinerjik mekanizmaları hakkında şu anda çok fazla şey bilinmediğini göstermektedir. Daha da karmaşık süreçler söz konusu olabilir. Bununla birlikte, ayahuasca çayı kullanmanın olası potansiyel risklerinden kaçınmak için daha iyi bir farmakolojik anlayış önemli olacaktır.

Ayahuasca çayı dünya çapında popüler

Ayahuasca çayı genellikle serotonin geri alım inhibitörü olarak da işlev gören triptamin halüsinojen dimetiltriptamin (DMT) bakımından zengindir. Etki mekanizması, LSD (liserjik asit dietilamid) ve psilosibin gibi diğer bileşiklerinkine benzer.

Örneğin, deneysel çalışmalarda kontrollü LSD ve psilosibin kullanımı, daha düşük psikotik atak sıklığıyla sonuçlandı. Son olarak, nüfus çalışmaları bu sonuçları doğruladı. Bununla birlikte, kişisel veya ailede psikotik hastalık veya psikotik olmayan mani öyküsü olan kişiler, ayahuasca çayı almaktan kaçınmalıdır.

Her durumda, psychedelics, algıları ve duyguları geçici ve yoğun bir şekilde değiştiren büyüleyici maddelerdir. İnsanlar tarafından binlerce yıllık kullanıma rağmen etki mekanizmaları henüz netlik kazanmamıştır.

Kanıtlanmış antidepresan etkisi

Her halükarda, son hasta çalışmaları, bitkisel bir psychedelic ve halüsinojen olarak ayahuasca çayının tedaviye dirençli hastalarda hızlı ve güçlü antidepresan etkileri olduğunu göstermiştir.

Son zamanlarda araştırmacılar, Banisteriopsis caapi içeren müstahzarların nasıl antidepresan bir etkiye sahip olabileceğini hayvan modellerinde gösterebildiler. Çünkü tedavi edici etkisinin hipokampustaki nörogenez ile ilgili olduğu söyleniyor. Organizmanın hipokampusta yeni sinir hücreleri oluşturabilmesi gerektiği iyi bilinmektedir. Yetişkin nörogenezi terimi, bunun yetişkinlikte de mümkün olması gerektiği anlamına gelir.

Her halükarda, Banisteriopsis caapi’den gelen üç ana alkaloid harmin, tetrahidroharmin ve harmalin bu yetişkin nörojenezi in vitro (Latince: camda, yani vücutta değil) uyardı.

Bu güncel sonuçlar, beyindeki bu süreçlerin, Ayahuasca’nın antidepresan etkiye sahip olmasına önemli katkı sağladığını göstermektedir. Araştırmacılar ayrıca Banisteriopsis caapi alkaloidlerinin bu nedenle diğer beyin hastalıklarına karşı avantajları olabileceğinden şüpheleniyorlar.

Facebook Yorumları