Jean Martin Charcot’nun “arc de cercle “ı, ünlü Fransız nörolog tarafından 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında öne çıkan bir ruhsal bozukluk olan histeri çalışmaları bağlamında gözlemlenen belirli bir fenomene atıfta bulunmaktadır. Charcot nöroloji alanında öncü bir figürdü ve çalışmaları modern psikiyatri ve psikolojinin temelini attı.
Bu bağlamda “arc de cercle” terimi, Charcot’nun bazı histeri hastalarında gözlemlediği belirli bir vücut duruşunu ifade eder. Bu duruş, vücudun bir yay ya da yarım daire şeklinde geriye doğru eğilmesi, hastanın başı ve topuklarının yere değmesi ve sırtının kavisli olmasıyla karakterize ediliyordu. Bu fenomen “opisthotonos” olarak da bilinirdi ve Charcot’nun zamanında histerinin klasik bir işareti olarak kabul edilirdi.
Charcot’nun histeri ve arc de cercle üzerine yaptığı çalışmalar oldukça etkili olmuş ve Charcot’nun öğrencilerinden biri olan Sigmund Freud da dahil olmak üzere birçok önde gelen psikolog ve nöroloğun ilgisini çekmiştir. Bununla birlikte, histeri bir teşhis olarak o zamandan beri gözden düşmüştür ve arc de cercle artık belirli bir zihinsel bozukluğun spesifik bir semptomu olarak görülmemektedir. Modern psikoloji ve psikiyatri histeri kavramından uzaklaşmış ve artık ruh sağlığı bozuklukları için daha spesifik ve kanıta dayalı tanı kriterlerine odaklanmıştır.