“Anchois” terimi Fransızca’da Engraulidae familyasına ait küçük balıklar olan hamsi anlamına gelir. Kelimenin kendisi muhtemelen “küçük balık” anlamına gelen Yunanca “aphué” kelimesinden gelmektedir. Hamsi yüzyıllardır çeşitli mutfakların temel gıdalarından biri olmuştur ve tarihi antik Roma’ya kadar uzanır ve burada “garum” olarak bilinen fermente balık sosunda kullanılır.

Biyolojik Özellikler

Hamsi genellikle küçük, sürü halinde yaşayan tuzlu su balıklarıdır. Genellikle ılık, ılıman okyanus sularında bulunurlar ve gümüş rengiyle karakterize edilirler. Hamsi planktonla beslenir ve daha büyük balıklar tarafından avlanır, bu da onları deniz ekosistemlerinde önemli bir tür haline getirir.

Mutfak Kullanımları

Anchois yemek pişirmede son derece çok yönlüdür. Genellikle tuzla sertleştirilir ve yağda paketlenirler; tatlandırıcı madde olarak veya çeşitli yemeklerde ana bileşen olarak kullanılırlar. İster salça, ister fileto, isterse bütün halinde olsun, hamsi makarna, salata ve pizza gibi mutfak hazırlıklarına benzersiz bir tuzlu ve umami karakteri sunar. Ayrıca klasik Sezar sosu da dahil olmak üzere birçok sosun önemli bir bileşenidirler.

Besin değeri

Anchois , Omega-3 yağ asitleri, protein ve A ve D Vitamini gibi çeşitli temel vitaminler açısından zengindir. Ayrıca kalsiyum ve demir gibi iyi bir mineral kaynağıdır. Bununla birlikte, diyet kısıtlamaları bağlamında dikkate alınması gereken kürleme süreci nedeniyle sodyum bakımından yüksektirler.

Kültürel ve Ekonomik Önem

Anchois sadece mutfak ikramları değil aynı zamanda kültürel açıdan da önemlidir. Örneğin Fransa’da Provence mutfağının ayrılmaz bir parçasıdırlar. Hamsi avcılığı ekonomik açıdan özellikle Akdeniz Bölgesi’nde önemli bir endüstri oluşturmaktadır.

Sürdürülebilirlik ve Çevre Kaygıları

Deniz ekosistemlerindeki rolleri göz önüne alındığında hamsi avcılığının sürdürülebilirliği endişe kaynağı haline gelmiştir. Aşırı avlanma, sorumlu balıkçılık uygulamalarına yönelik düzenlemelerin ve savunuculuğun artmasına yol açan bir risk oluşturmaktadır.

Anchois sadece mutfak çevrelerinde değil aynı zamanda kültürel ve ekonomik sektörlerde de büyük etkiye sahip küçük bir balıktır. Sayısız yemeğin temel bileşeni olmaya devam ettikleri için biyolojik, besinsel ve çevresel yönlerini anlamak bu olağanüstü balığa olan takdirimizi derinleştirebilir.

Tarihçe

Anchois sardalya ve ringa balığı ile akraba olan küçük, yağlı bir balıktır. Tüm büyük okyanuslarda bulunurlar ve yüzyıllardır insanlar tarafından yenirler.

Anchois yenildiğine dair bilinen en eski kayıt antik Yunan’a aittir. Yunanlılar hamsiyi soslar, güveçler ve lezzetler dahil olmak üzere çeşitli yemeklerde kullandılar. Hamsi antik Roma’da da popülerdi ve genellikle çeşni olarak veya diğer yiyecekleri korumak için kullanılıyordu.

Anchois , Orta Çağ ve Rönesans boyunca Avrupa’da popüler olmaya devam etti. Özellikle makarna ve pizza gibi yemeklerde kullanıldığı İtalya’da popülerdi.

  1. yüzyılda Anchois , Kuzey Amerika ve Güney Amerika dahil dünyanın diğer bölgelerine ihraç edilmeye başlandı. Artık dünya çapında birçok mutfakta popüler bir malzemedirler.
  • Anchois bazen “fakir adamın havyarı” denir çünkü nispeten ucuzdurlar ve havyarla benzer bir tada sahiptirler.
  • Anchois iyi bir protein, omega-3 yağ asitleri, vitamin ve mineral kaynağıdır.
  • Anchois , Güneydoğu Asya’da popüler bir çeşni olan balık sosunda sıklıkla kullanılır.
  • Anchois ayrıca Sezar salatası sosu yapmak için de kullanılır.

Tarihsel Anekdotlar

  • Antik Roma’da Anchois o kadar popülerdi ki, Roma’da hamsilerin satıldığı özel bir pazar vardı.
  • Orta Çağ’da Anchois Avrupa’da sıklıkla para birimi olarak kullanılıyordu.
  • 19.yüzyılda Anchois , sardalya ve ton balığı gibi konserve balık ürünlerinde popüler bir içerikti.

Kaynak

  1. Ganias, K. (2014). Biology and Ecology of Sardines and Anchovies. CRC Press.
  2. Smith, P., & Zwieten, P. V. (2017). Sustainability of Fisheries Through Marine Ecosystems. Springer.
  3. Tacon, A. G. J., & Metian, M. (2015). Feed matters: satisfying the feed demand of aquaculture. Reviews in Fisheries Science & Aquaculture, 23(1), 1-10.
%d blogcu bunu beğendi: